Türkiye Ekonomisinin Güncel Sorunları Nelerdir? (Türkiye Ekonomisi)

Türkiye ekonomisi, bazı güncel sorunlarla karşı karşıyadır. İşte Türkiye ekonomisinin güncel sorunlarından bazıları:

  1. Yüksek Enflasyon: Türkiye, son dönemde yüksek enflasyon sorunuyla mücadele etmektedir. Enflasyon oranı, tüketici fiyatlarındaki sürekli yükselişle birlikte artmış ve ekonomik istikrarı tehdit etmektedir. Bu durum, vatandaşların satın alma gücünü azaltmakta ve maliyetleri artırmaktadır. 2018’den geriye dönük olarak 34 yıllık geçmişinin ortalamasında %39,8 (TÜFE) seviyesinde bulunmuştur. (Aynı dönemde dünya ortalaması %10,7’dir) TÜFE 1994’te doruk noktasına ulaştıktan sonra 2001 sonrası düşme eğilimine girmiş ve 2003’ten sonra tek haneli düzeylere geldikten sonra 2015 itibariyle yeniden yükselişe geçmiştir. Merkez bankası fiyat istikrarını sağlamak için enflasyon hedeflemesi denen bir yöntemle hükümetle ortak şekilde belirlediği yılsonu enflasyon hedeflemesini gerçekleştirmek üzere para politikası araçlarını uygulamaktadır. Ancak hedeflenen ve gerçekleşen enflasyon oranları arasında özellikle 2010 yılından itibaren görülen ayrışma, dikkat çekicidir. Buna göre 2001 sonrasındaki IMF programındaki başarısı dışında enflasyon hedeflemesinin görüntğde kaldığı ve büyümeye öncelik verildiği anlaşılmaktadır.
  2. Dış Ticaret Açığı: Türkiye, dış ticaret açığı sorunuyla karşı karşıyadır. İthalatın ihracattan daha fazla olması, cari açığı artırmakta ve dış ticaret dengesini olumsuz etkilemektedir. Bu durum, dış kaynaklara olan bağımlılığı artırabilir ve döviz kuru üzerinde baskı oluşturabilir. İkiz Açık; olarak bilinen bütçe açığı ve cari açığın aynı anda görülmesidir. Bunu açıklamak üzere genel makroekonomik denge formülü üzerinden yazarsak; (S-I)+(T-G)=(X-M) şeklinde özetlemek mümkündür. Yani özel kesimin yatırım tasarruf dengesi ile kamu kesiminin gelir gider dengesi toplamı cari dengeye eşittir. Denklemin sol tarafı iç ekonomik denge, sağ tarafı dış ekonomik dengeyi gösterir ve biri ne kadar açık veriyorsa diğeri de o kadar verir. Yani iç ekonomik denge açığı dış ekonomik denge açığı ile finanse edilir. Her ikisinin birden açık vermesine ikiz açık denir. 2018 itibarıyla S-I dengesi -57 milyar TL, T-G dengesi -70 milyar TL ve X-M dengesi -127 milyar TL’dir.
  3. Yüksek İşsizlik Oranı: Türkiye, yüksek işsizlik oranıyla mücadele etmektedir. Özellikle genç işsizlik oranı, ekonomik büyümenin yeterli seviyede olmaması nedeniyle oldukça yüksektir. İşsizlik, sosyal ve ekonomik istikrara zarar vererek gelir eşitsizliğini artırabilir. 2001 Krizi sonrası artış hızı artarak bu döneme dek tek haneli seviyelerdeki rakamdan çift hanelere çıkmıştır. Son 28 yılın (2018’den geriye) işsizlik ortalaması %8,9 iken gelişmiş ülkelerde %6,7’dir. Bir alt kırılımı olarak genç işsizliğin 2018 itibarıyla %24,5; ne eğitim ne de istihdamda olanların %24,9 seviyesinde olması yanında tarımdışı işsizlik de bir diğer sorundur. (Tarımdışı işszilik mevsimselliği nedeniyle kalıcı istihdamın dışında ayrıca izlenir)2018 sonu istibarıyla %15,6 olan tarımdışı işsizlik oranı da oldukça yüksektir. Bir diğer işsizlik türü olan21geniş işsizlik (işsizlere dahil olmayan ve iş başvurusu yapmadığı halde iş başvurusu da yapmayanların) oranı da 2018 itibarıyla %19,3, gerçek bir işsizlik oranına işaret etmesi itibarıyla oldukça yüksektir. Ve keza kayıtsışı işsizlik oranı da 2018 itibarıyla %33,4 gibi oldukça yüksek bir seviyededir. Kadın istihdamının düşüklüğü, aynı dönemde erkek istihdamı %62,7 iken kadınların %28,5 olduğu bir görünümdedir
  4. Dış Borç Yükü: Türkiye’nin dış borç yükü önemli bir sorundur. Dış borçların yüksek olması, ekonomik istikrarı zayıflatabilir ve döviz kuru dalgalanmalarına karşı hassasiyeti artırabilir. Dış borçların geri ödemesi ve faiz giderleri, mali sürdürülebilirlik açısından önemli bir konudur. 150 milyar USD eşit olduğu tahmin edilen Türkiye’deki 3500 tonluk yastık altı altının ekonomiye kazandırılması dış ekonomi borçlarını kapatmada önemli bir yol olabilir
  5. Yavaş Ekonomik Büyüme: Türkiye, son yıllarda ekonomik büyüme konusunda zayıf performans göstermektedir. Yetersiz yatırımlar, düşük üretkenlik, politik belirsizlik ve dış faktörler gibi nedenlerle ekonomik büyüme potansiyeli sınırlı kalmaktadır. Düşük ekonomik büyüme, istihdam yaratma ve gelir artışı gibi konuları etkileyebilir.
  6. Mali Disiplin ve Kamu Borçları: Kamu borçları, Türkiye ekonomisinin önemli bir sorunudur. Yüksek kamu borcu, bütçe açığını artırabilir, faiz ödemelerini yükseltebilir ve ekonomik büyümeyi sınırlayabilir. Mali disiplinin sağlanması ve kamu borçlarının sürdürülebilir bir seviyede tutulması önemli bir konudur.
  7. Sisteme Müdahaleler: Normal şartlarda piyasa dengesizliklerini gidermek amacıyla para ve maliye politikaları ile sınırlıdır. Bilinen para ve maliye politikası uygulamalarının dışına çıkılarak sistemin bozulması, toplaumsal hafızada yer edinerek işleyişi zedelemekte ve enflasyon, faiz, kurlarda kötüleşmeye yol açmaktadır. Son yıllarda kamu bankalarının dış piyasalarda döviz satması, bankaların mevduat faizine tavan koyma ve kredi faizlerini düşürmeye zorlanması, bazı tarım ürünlerinin belediyelerce ucuz fiyata satılması, yetkililerin parekendecilere fiyat baskısı gibi sıradışı uygulamalar 2018 sonrası yükselen enflasyonla birlikte artmıştır. Kısa vadede etki eden bu uygulamalar sisteme güveni sarstığı için uzun vadede daha büyük zarar vermektedir.
  8. TCMB’nin Bağımsızlığı: Kuralların varlığına rağmen riayet edilmeyerek işletilmemektedir. Amaç (büyüme, fiyat istikrarı, işsizlik gibi makro hedefler arasındaki önceliği belirleme) ve araç (amaca yönelik olarak para politikasını uygulamak) yönüyle olmak üzere 2 boyutta kastedilen bağımsızlık, günümüzde daha çok araçların tespitini kapsamaktadır. (amaç genelde fiyat istikrarıdır). 2001 krizi sonrasında MB’nın Hazine’ye kısa vadeli avans adı altında borç verme uygulamasının kaldırılması, bu yönde önemli adımlardan biridir. Ancak bu disiplin zamanla bozulmuştur. Tartışmalı uygulamalar arasında; 2019 TCMB karının nisan ayındaki genel kurul öncesinde avans olarak Hazine’ye devredilmesi, yasa gereği ayrılan yedek akçelerinin finansman için Hazine’ye aktarılması, MB Başkanının yasada belirtilen nedenler dışında görevden alınması sayılabilir.

Related Posts

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir